16 Eylül 2011 Cuma

MESUDİYE MEDRESESİ KÜTÜPHANE OLUYOR!!!

DİYARBAKIR-Anadolu'nun ilk üniversitesi olma özelliğini taşıyan, İslami ilimlerin yanı sıra matematik, tıp, kimya, astronomi, fizik, felsefe eğitimin verildiği, Sur ilçesinde tarihi Ulu Cami bitişindeki Artuklu dönemine ait Mesudiye Medresesi, yeniden ihtişamlı günlerine kavuşacak.

Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu yapılan medrese, restorasyonun ardından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne tahsis edilerek, özgün dokusu korunarak yenilenmiş yüzüyle el yazması kütüphanesine dönüştürülecek. Kütüphanede yaklaşık 2 bin el yazması eser, 2 katlı medresede sergilenerek, araştırmacıların hizmetine sunulacak.

EL YAZMASI ESERLER

Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen, Seyfuddin Amidi gibi büyük İslam filozoflarının yetiştiği, pozitif ilimlerin okutulduğu Mesudiye Medresesi'nin kent kimliğinin önemli unsurlarından biri olduğunu söyledi.

''Medrese, Diyarbakır tarihinde en değerli eserlerimizden biri'' diyen Evsen, İslam tarihinde önemli isimlerin buradan mezun olduğunun bilindiğini, Cumhuriyet tarihine kadar da medrese geleneğinin devam ettiğini ifade etti.

Evsen, tarihi Ulu Cami ile medrese restorasyonunu eş zamanlı olarak devam ettirdiklerini, restorasyonun ardından burada el yazması eserlerin sergileneceğini bildirdi.

KÜTÜPHANE OLACAK

Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Yıldız da sanat tarihçi olarak restorasyonu yapan yüklenici firmaya katkıda bulunduğunu ifade ederek, Artukoğulları tarafından 1198'de yapımına başlanan Mesudiye Medresesi'nin 1223 yılında tamamlandığını söyledi.

Anadolu'nun ilk açık avlulu medreselerinden biri olduğunu, açık avlulu medrese olarak yapılmasının temel nedeninin avlunun ortasında bir havuz bulunduğunu, burada da akşamları gökyüzünün izlenerek astronomi biliminin icra edildiğini anlatan Yıldız, ''Bu yapılarda revaklarda bulunan mihrabın iki yanında yer alan sütunların dönme özelliği vardır. Bu sütunlar yapıda herhangi bir kayma deprem veya zemin kayması gibi durumu haber veriyor. Bu da Artuklu'da mimarinin ne kadar geliştiğinin göstergesidir'' dedi.

-MESUDİYE MEDRESESİ-

Ulu Cami'ye bitişik olan Mesudiye Medresesi'nin inşasına, üzerindeki kitabeye göre 1198 yılında, Artuklu Melikül Mesut Kutbuddin Ebu Muzaffer Sökmen zamanında başlandı. Kesme taştan iki katlı olarak yapılan, motif ve kitabeleriyle dikkati çeken medrese, taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak biliniyor.

kaynak:http://www.diyarbakirsoz.com/haber-53914-mesud%C4%B0ye-kutuphane-oluyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder